
Yeşil İnsan Kaynakları Yönetimi, sürdürülebilir iş uygulamalarıyla iş dünyasında çevresel sorumluluğu artırıyor. Çalışanları çevre bilinciyle eğitmek ve şirketlerin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarını sağlamak için “İnsan Kaynakları” stratejileri hızla yeşil dönüşüm geçiriyor. Prof. Dr. Yonca Gürol, Yeşil İnsan Kaynakları Yönetimi’nin iş dünyasında çevresel sürdürülebilirliği artıran kritik bir yaklaşım olduğunu vurgulayarak, şirketlerin bu alanda attığı adımların gelecekte daha yeşil bir dünya için önemli bir rol oynayacağını ifade ediyor.
Son yıllarda iş dünyasında çevresel sürdürülebilirlik, şirketlerin stratejik hedefleri arasında giderek daha fazla yer buluyor. Bu dönüşümde, İnsan Kaynakları yönetimi (İKY) de önemli bir rol oynamaya başlıyor. Yeşil İnsan Kaynakları Yönetimi (Yeşil İKY), çalışanların çevresel sorumluluk bilinciyle hareket etmelerini sağlamak ve organizasyonların sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarını desteklemek için bir dizi yenilikçi uygulamayı hayata geçiriyor. Peki, Yeşil İKY nasıl bir değişim yaratıyor? Şirketler bu uygulamalarla hangi faydaları sağlamayı hedefliyor ve şirketler bu alanda ne kadar hazır?
Yeşil İnsan Kaynakları Yönetimi’ne yönelik merak ettiğimiz tüm soruları Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Yonca Gürol ile konuştuk.
Öncelikle bize Yeşil İK’nın ne olduğunu söyler misiniz?
Yeşil İKY, çevre dostu iş uygulamalarını desteklemek amacıyla İnsan Kaynakları Yönetimi süreçlerine çevresel sürdürülebilirlik odaklı uygulamaların entegre edilmesidir.
Başka bir deyişle, çalışanların çevresel sorumluluk bilinciyle hareket etmelerini sağlamak, şirketin çevre politikalarını desteklemek ve iş süreçlerini doğaya zarar vermeden yürütmek için İnsan Kaynakları'nın aktif bir rol üstlenmesidir. Olumlu çevresel sonuçları iyileştiren İnsan Kaynakları Yönetimi (İKY) uygulamaları olarak tanımlanmaktadır (Dumont ve ark., 2017).
Yeşil insan kaynakları yönetimi nasıl uygulanır?
Yeşil İKY çeşitli İK süreçlerine entegre edilerek uygulanır. Bu uygulama, çeşitli İK süreçlerine çevre bilincini dahil ederek, organizasyonların daha sürdürülebilir bir çalışma ortamı yaratmalarını sağlar.
Yeşil işe alım ve seçme süreçlerinde, çevre bilincine sahip çalışanlar seçilir ve iş ilanlarında çevresel sorumluluk vurgulanır. Adayların çevre dostu değerlere uygunlukları, değerlendirme kriterlerinden biri haline gelir. Yeşil eğitim ve gelişim programlarında, çalışanlara çevre dostu davranışlar, enerji tasarrufu ve atık yönetimi gibi konularda eğitim verilir. Ayrıca, sürdürülebilirlik ve çevresel farkındalık üzerine eğitim programları düzenlenir.
Yeşil performans yönetimi, çalışanların çevre dostu davranışları değerlendirme kriterlerine dahil eder. Yeşil ücretlendirme ve yan haklar, yeşil becerilerin kazanılmasını desteklemek için ödül paketleri tasarlamayı ifade eder. Yeşil çalışma koşullarında, ofislerde enerji verimliliği sağlanır. Hibrit ve uzaktan çalışma modelleri desteklenir karbon ayak izi azaltılır.
Yeşil iletişim süreçlerinde, çevre duyarlılığı ön planda tutulur ve sürdürülebilirlik raporları şeffaf bir şekilde çalışanlarla paylaşılır. Yeşil çalışan ilişkilerinde, çevre dostu kararlar almak için tüm çalışanların önerilerini sunabileceği bir sistem oluşturulur.
Yeşil insan kaynakları yönetimi uygulamasındaki zorluklar nelerdir?
Çevre odaklı İK uygulamalarının başarılı olması için yönetim desteği şarttır. Ancak bazı şirketlerde üst yönetim çevresel sürdürülebilirliği bir öncelik olarak görmeyebilir. Organizasyon genelinde çevre bilincinin düşük olması, yeşil İKY uygulamalarının benimsenmesini ve sürdürülebilir olmasını zorlaştırır.
Yeşil eğitim programları, yeşil işe alım süreçleri, çevreci teknolojiler gibi uygulamalar başlangıçta ek maliyetler doğurabilir. Bu da özellikle kısa vadeli kâr odaklı firmalar için bir direnç oluşturabilir.
Bazı çalışanlar yeni çevre dostu davranışlara (örneğin kağıt kullanımının azaltılması, enerji tasarrufu kuralları gibi) alışmakta zorlanabilir veya bunları gereksiz bir yük olarak görebilir. Ayrıca, yeşil davranışların performansa etkisini ölçmek zor olabilir. Geleneksel performans değerlendirme sistemleri çevreci katkıları dikkate almayabilir.
Çevre ile ilgili yasal düzenlemeler ülkeden ülkeye değişebilir. Bu da uluslararası şirketler için standart bir Yeşil İKY politikası geliştirmeyi zorlaştırır. Son olarak, her kurumun kültürü çevreci uygulamalara kolayca uyum sağlamayabilir. Değişim yönetimi süreçlerinin iyi kurgulanması gerekir.
Sizce İK yönetiminin, artık yeşil insan kaynağına doğru yöneldiğini söyleyebilir misiniz?
Evet, İnsan Kaynakları (İK) yönetiminin giderek daha fazla yeşil insan kaynağına yöneldiğini söylemek mümkün. Özellikle son 10-15 yılda İK yönetiminin sadece doğru kişiyi doğru işe yerleştirmekten öteye geçtiğini, sürdürülebilirlik odaklı bir stratejik yaklaşıma evrildiğini görüyoruz. Bu değişimin sebepleri arasında kurumsal sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik raporlamalarının şirketler için giderek daha önemli bir unsur haline gelmesi yer alıyor. Özellikle küresel ölçekte artan çevresel sorunlar ve bunların iş dünyasına etkisi, şirketlerin çevresel bilinci artırmalarını zorunlu kılıyor.
Diğer sebeplerden biri ise Y kuşağı ve Z kuşağı çalışanlarının çevresel duyarlılığı yüksek olması; genç yeteneklerin, çalışacakları şirketin çevresel duruşuna önem vermesidir. İklim değişikliği, doğal kaynak kıtlığı gibi küresel krizlerin iş dünyasına doğrudan risk oluşturması ayrıca yatırımcıların ESG (Environmental, Social, Governance) kriterlerine göre şirket seçmesi diğer unsurlar olarak sıralayabiliriz.
Artık çalışanlardan sadece teknik yetkinlik değil, çevresel sorumluluk bilinci, sürdürülebilir iş yapma alışkanlıkları gibi özellikler de bekleniyor.
Şirketler yeşil insan kaynaklarıyla nasıl bir fayda sağlamayı hedefliyor?
Şirketlerin yeşil insan kaynağı oluşturma hedeflerinin ardında çok boyutlu fayda beklentileri bulunuyor. İtibar ve marka değeri artışı için çevre dostu bir şirket imajı, özellikle genç tüketiciler ve yetenekli çalışanlar nezdinde büyük bir avantaj sağlar. "Sürdürülebilir marka" algısı, müşteri sadakati ve yatırımcı ilgisi yaratır.
Enerji verimliliği sağlayan, atık azaltan, kaynak kullanımını optimize eden çalışanlar şirketin operasyonel maliyetlerini düşürebilir. Örneğin, yeşil ofis uygulamalarıyla elektrik, su ve malzeme giderleri azalır. Çevre mevzuatına uyum ve risk azaltımı konusunda çevre regülasyonları giderek sıkılaşıyor. Yeşil insan kaynağı, bu yasal gerekliliklere uyumu kolaylaştırır ve olası ceza ve itibar kaybı risklerini azaltır. Yenilikçilik ve rekabet üstünlüğü için çevreci bakış açısına sahip çalışanlar, ürün ve hizmetlerin daha sürdürülebilir ve inovatif olmasını sağlar. Yeşil inovasyonlar, sektörde fark yaratır.
Çalışan bağlılığı ve motivasyonu konusunda, çevreye duyarlı şirketlerde çalışanların kuruma bağlılığı daha yüksek oluyor. Özellikle genç nesil çalışanlar, değerleriyle örtüşen organizasyonlarda daha motive ve üretken çalışıyor.
Uzun vadeli kurumsal sürdürülebilirlik konusunda sadece bugünü değil, geleceği de güvence altına almak için insan kaynağının çevre odaklı olması şart. Bu sayede şirketler iklim değişikliği, kaynak tükenmesi gibi krizlere daha dirençli hale geliyor.
Sürdürülebilirlik kapsamında; sizce şirketler yeşil insan kaynağı konusunda yeterli bilince sahipler mi, bu konuda gerekli alt yapıları var mı?
Şirketlerin yeşil insan kaynağı konusunda bilinci artıyor ama henüz yeterli düzeyde değil. Özellikle büyük ölçekli ve uluslararası şirketler bu alanda daha bilinçli ve aktif; ancak küçük ve orta ölçekli işletmelerde (KOBİ'lerde) bu bilinç daha sınırlı. Yeşil insan kaynağı için gereken altyapı (eğitim sistemleri, performans kriterleri, işe alım politikaları vb.) birçok şirkette ya eksik ya da yeni yeni inşa ediliyor. Yeşil insan kaynakları yönetimi halen birçok İK birimi için "ikincil bir öncelik" konumunda; öncelik çoğunlukla operasyonel hedeflerde. Yeşil davranışları teşvik edecek performans yönetim sistemleri ve ödüllendirme mekanizmaları çoğu şirkette henüz yok. Çalışanlara düzenli çevre bilinci eğitimi veren şirket sayısı hâlâ az. Birçok şirket "yeşil imaj" sergilemek için çevre kampanyaları yapıyor fakat bunu insan kaynağına sistemli bir şekilde entegre etmekte eksik kalıyor.
Yeşil insan kaynağı konusunda hem küresel hem AB hem de Türkiye açısından nasıl bir karşılaştırma yapabiliriz?
Küresel düzeyde, özellikle büyük şirketlerde ve gelişmiş ülkelerde yeşil insan kaynağına yönelim net bir şekilde var. COP toplantıları, Paris Anlaşması gibi küresel anlaşmalar etkili oluyor. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (İngilizce: United Nations Framework Convention on Climate Change, UNFCCC), Birleşmiş Milletler öncülüğünde imzalanan küresel ısınmaya yönelik hükûmetlerarası ilk çevre sözleşmesidir. Sözleşme; insan kaynaklı çevresel kirliliklerin iklim üzerinde tehlikeli etkileri olduğunu kabul ederek atmosferdeki sera gazı oranlarını düşürmeyi ve bu gazların olumsuz etkilerini en aza indirerek belli bir seviyede tutmayı amaçlamaktadır. Sözleşme; hükûmetlerarası düzeyde iklim değişikliğine yönelik ilk çevre mutabakatı olmasıyla önemli olsa da yaptırım gücü zayıftır, taraf ülkeler iyi niyet düzeyinde sözleşmeyi desteklemişlerdir. Bu sözleşme kapsamında 1997 yılında imzalanan Kyoto Protokolü daha somut hedefler içermektedir. Sözleşmenin yürürlüğe girdiği 1994 yılından sonra her yıl taraflar konferansı düzenlenmektedir. Bu toplantılar kısaca "COP" olarak da adlandırılır. (Conferences of the Parties). Bu konferanslar arasında en önemlisi 1997 yılında düzenlenen üçüncü taraflar konferansıdır. Konferansta Kyoto Protokolü imzalanmıştır.
Avrupa Birliği, yeşil insan kaynakları konusunda nasıl bir yaklaşım izliyor?
Avrupa Birliği dünyada bu konuda en sistematik ve sıkı düzenlemelere sahip bölgedir (Avrupa Yeşil Mutabakatı, CSRD gibi yasal zorunluluklarla firmaları doğrudan bağlıyor ve Sürdürülebilirlik AB politikalarının merkezinde yer alıyor.
Türkiye’de farkındalık artıyor ama hem düzenleyici baskı hem de şirket içi uygulamalar Avrupa'ya göre daha geride. Farkındalık var fakat altyapı ve sistematik uygulama eksik. Lider şirketler güzel örnekler oluşturuyor; fakat özellikle KOBİ’lerin desteklenmesi gerekiyor.
Yeşil insan kaynağının geleneksel insan kaynaklarından farkı nedir?
Özellik |
Geleneksel İnsan Kaynakları |
Yeşil İnsan Kaynakları |
Amaç |
İş gücünü verimli ve etkili kullanmak, örgütsel hedeflere ulaşmak |
İş gücünü çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlayacak şekilde yönetmek |
İşe Alım Kriterleri |
Teknik beceri, deneyim, organizasyon kültürüne uyum |
Teknik beceri + çevre bilinci, sürdürülebilirlik değerlerine bağlılık |
Eğitim ve Gelişim |
Mesleki ve liderlik gelişimi odaklıdır |
Çevre dostu davranışları geliştirme, karbon ayak izini azaltma odaklıdır |
Performans Değerlendirme |
Finansal ve operasyonel sonuçlar ağırlıklıdır |
Finansal/operasyonel başarıya ek olarak çevre dostu katkılar da dikkate alınır |
Ödüllendirme ve Teşvik |
Bireysel başarıya yönelik |
Çevre dostu girişimler ve sürdürülebilir katkılar da ödüllendirilir |
Organizasyonel Değerler |
Verimlilik, rekabetçilik, kârlılık |
Verimlilik + çevresel sorumluluk, etik üretim ve sürdürülebilir büyüme |