
Sanayileşme sadece makinelerle değil, vizyon, direnç ve emeğin birleşimiyle mümkün. Türkiye’nin büyüme hikayesinin isimsiz kahramanları da küçük atölyelerde büyük devrimler yaratarak bugünün ekonomisine imza attılar. Ali Ateş’in hikayesi de bu kahramanlıklardan biri. Çıraklıkla başlayıp mühendislikte çığır açan bir yolculuk öyküsü… Onun inşa ettiği değer yalnızca bir fabrika değil; bir kültür, bir vizyon ve gelecek nesillere bırakılmış kıymetli bir miras olarak görülmeli. Bugün bizlere düşense bu mirasa sahip çıkmak, onu çoğaltmak ve bir sonraki kuşağa daha da güçlenmiş olarak devretmek.
Elazığ’ın merkez Dereboğazı köyünde dünyaya gelen Ali Ateş, tornacılıkla başladığı kariyerinde Türkiye’de plastik makineleri sektörünün öncü isimlerinden biri haline geldi. Henüz 12 yaşındayken sanayiyle tanışan Ateş’in başarı hikayesi, azim ve vizyonun birleştiğinde nelerin mümkün olabileceğinin en büyük göstergesi…
Ali Ateş, 1951 yılında Elâzığ’ın merkez Dereboğazı köyünde dünyaya gelir. Çiftçilik yaparak geçimini sağlayan babası, ilkokulun ardından 12 yaşındaki Ali ateşi Elazığ’da küçük bir torna atölyesine çırak olarak verir. Dönem, herkesin çıraklığa alınmadığı, çıraklıktan para kazanmanın söz konusu olmadığı bir dönemdir. Babası sırf heves etsin, meslek öğrensin diye Ali’nin haftalığını kendi cebinden verir.
Ali Ateş 1963’ten 1968’e kadar bu atölyede çalışmaya devam eder. 1968 yılında Keban Barajı’nın yapımında tornacı olarak çalışmak ister. Başvurur fakat yaşı küçük olduğu için işe alınmaz. Ardından Elazığ-Palu arasındaki Gürüşgür Köprüsü inşaatında tornacı olarak işe başlar.
Köprü yapımından sonra işsiz kaldığı dönemde babası Elazığ’a gelir ve Ali Ateş’e neden çalışmadığını sorar. “Baba ne yapalım iş yok” dese de babası Ali Ateş’e epey kızar. Bunun üzerine 16 yaşındaki Ali Ateş, cebindeki 100 liranın 68 lirasıyla otobüs biletini alır ve İstanbul’a gelir. İstanbul’da daha önce birlikte çalıştığı bir arkadaşının yanına gider. O arkadaşının aracılığıyla, o zamanlar henüz yeni kurulmuş olan İnci Plastik Jüt AŞ’ye tornacı olarak başvurur ve kabul edilir. İnci Plastik’in Topkapı Gümüşsuyu’ndaki fabrikasında çalışmaya başlayan Ali Ateş, inşaat tahtalarından bir yatak yaparak fabrikada kalmaya başlar. Patronu Taki Vatandost, iyi bir usta olduğunu gördüğü Ali Ateş’e 175 lira gibi bir ücret verir. Bir hafta sonunda haftalığını alan Ali Ateş, Tahtakale’den bir yatak ve yorgan alarak fabrikada kalmaya devam eder.
23 YAŞINDA KENDİ ATÖLYESİNİ KURDU
Sanayide geçen yoğun çıraklık ve kalfalık döneminin ardından Ateş, 1974 yılında henüz 23 yaşındayken kendi atölyesini kurarak girişimcilik yolculuğuna başlar. Kurduğu küçük atölyede ilk olarak plastik makinalarının vida kovan tamiratlarını yaparak üretime başlayan Ateş, sektörün ihtiyaçlarını yakından gözlemleyerek vizyonunu gözler önüne serer. Zamanla plastik sektörüne özel vida ve kovan üreten Ateş, kısa sürede sektördeki önemli eksiklikleri analiz ederek, yerli üretimle bu boşlukları doldurma fırsatı yakalar.
SEKTÖRDE BİRÇOK İLKE İMZA ATTI
1980’li yıllar Almak Ateş Makine’nin büyüdüğü yıllar olur. Topkapı Gümüşsuyu’ndaki 60 metrekarelik atölye hemen bitişikteki atölyeyle birleştirilip 120 metre kareye çıkar. Vida, kovan taleplerinin artması üzerine bu alanda büyüme kararı alan Ali Ateş, “Biz vida, kovan üretimine başlarken, Türkiye’de bu işi yapan sadece Hasmak Makine’den Hasan Manav Ağabeydi. Ben bayrağı bir adım iler götürmek için 1982 yılında Türkiye’nin ilk derin delme tezgahını aldım. 1983 yılında da Türkiye’de ilk kez hurda paketleme makinesi imal ettim” dedi.
Bir müşterisinin hurda araçlarını eritme ocaklarına gönderecek şekilde sıkıştırıp paketleyecek bir makine istediğini söyleyen Ateş, “O zamanın parasıyla 2 milyon 450 bine işi aldım. 1,5 milyon param vardı, o da gitti ama yılmadım. Biz azimli olduk ve 5-6 ay sonra müşteriler gelmeye başladı. Başlarda dört ayda bir pres makinesini ancak bitirebiliyorken, çift vardiya çalışarak ayda dört pres makinesi hazır olacak şekilde çalıştık” diyor.
Daha sonra pres makinelerinde kazanılan parayla 1984’te Güngören’de Kale Kilit fabrikasının yanında 900 metrekare arazi satın alınır. 1985 yılında başlayan inşaat 1988’de tamamlanır ve firma bu yeni atölyesinde 700 metrekare kapalı alanda çalışmalarına devam eder.
1988 yılına gelindiğinde ise pres makinesi işi yavaşlamaya başlar, bunun üzerine vida kovan imalatına ağırlık verilir.
AİLE GELENEĞİ SÜRDÜRÜLÜYOR
Kurucusu olduğu Altech/Almak Ateş Makine şirketinde bugün iki oğlu Mustafa ve Emrah Ateş ile birlikte çalışmalarını sürdüren Ali Ateş, sektöre kazandırdığı bilgi birikimini genç nesle aktarıyor.
1976 yılında dünyaya gelen Mustafa Ateş, Marmara Üniversitesi Halkla İlişkiler Bölümü’nden mezun olduktan sonra firmada çalışmaya başlar. Ali Ateş’in diğer oğlu Emrah Ateş ise Kocaeli Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra 2004 yılında firmada görev alır. Çocuklarının küçük yaşlardan itibaren hep işin içinde olduklarını belirten Ali Ateş, “Çocuklar beni 10 yaşından sonra tanıdı. Çift vardiya çalıştığım için beni pek evde görmezlerdi. Okul hayatlarında sokağa gönderip pek oyun oynamalarına izin vermezdim. Ayrıca kiminle arkadaş olduklarına hep dikkat ederdim. İnsanın hayatında kiminle arkadaşlık ettiği önemlidir. Mustafa, fabrikada çalışmaya başladıktan kısa süre sonra yanında bir ustamızla birlikte Rusya’da bir fuara katıldı. Yolculuk ve konaklama masraflarının tümü karşılanmıştı. Dört günlük fuar için cep harçlığı olarak cebine 5 bin dolar koydum. Dört gün sonra döndüler ve Mustafa masama 4 bin 200 dolar koydu. İki kişi sadece 800 dolar harcayarak dönmüşlerdi. Bu davranışı bana büyük bir güven kazandırdı ve ‘O paranın hepsini harcayıp dönmüş olsaydın, sana teslim olmazdım ama artık bu bayrak senin!’ dedim. O günden bu yana işleri çocuklar yönetir. Tabii karar alırken benim fikrim sorulur. Ben çocuklarıma bir arsa bir apartman daha alayım diye uğraşmadım. Onlara en iyi şekilde eğitim vermek için elimden geleni yaptım. İyi bir eğitim olmayan insan elindeki hazır imkanları da harcamaya yatkın olur. Fakat iyi eğitimli bir insan, aklı ve becerisiyle isterse arsasını da dükkanını da rahatlıkla alabilir” diye görüş bildiriyor.
BİR FABRİKANIN ÖTESİNDE: SANAYİDE DÖNÜM NOKTASI
1998 yılı, Ali Ateş’in kariyerinde ve Türk plastik sanayisinde bir dönüm noktasıdır. Türkiye’nin ilk entegre vida ve kovan üretim tesisini kuran Ateş, sektördeki büyük bir boşluğu kapatarak, sadece parça üretimi değil, mühendislik, tasarım ve Ar-Ge’ye dayalı bir üretim anlayışının oluşmasına öncülük eder.
Almak Ateş Makine, 1998 yılında ilk ısıl işlem fırınını devreye alır ve bu fırınla Türkiye’nin ilk ve tek entegre vida kovan tesisi olmayı başarır. Makine imalatına devam etmek için 2000 yılında Altech firması kurulur. Plastik geri dönüşüm makineleri alanında uzmanlaşan Altech’in yönetimini 2004 yılında Emrah Ateş üstlenir.
Güngören’deki atölyenin de yetersiz kalmaya başlamasıyla yeni bir yer arayışı başlar. Bunun üzerine firmanın bugünkü merkezi olan Esenyurt’taki arsa alınır ve inşaata başlanır. 2015 yılında inşaat biter ve yeni fabrika hizmete girer. 10 bin metrekarelik bu yeni fabrikanın alt katındaki 2 bin 700 metrekarelik alanda Almak Ateş Makine vida ve kovan imalatına devam ederken, diğer katlarda Altech makine imalatını sürdürür. Yeni fabrikanın hizmete girmesinin ardından iki firmanın da kapasitelerinin yükseldiğini söyleyen Ali Ateş, “Şu anda iki firmamız dışında Almanya’nın Hannover kentinde 6 bin metrekare bir yer satın alarak, Avrupa’da da üretime başlamak için bir yol haritası belirledik. Orada plastik ekipmanları pazarlayan Remaplast GmbH adında bir şirket kurduk. Ayrıca Almanya’da Altech’in showroom’unu da kurarak, Avrupa’daki müşterilerimizin Türkiye’ye gelmeden makine denemesi yapabileceği bir ortam hazırladık. Şu an gerek Almak Ateş Makine’da gerekse Altech’te ilk önceliğimiz Ar-Ge çalışmalarıdır. Bu çalışmaların sonucunda ülkemizde ilk kez üretilen ürünlerimiz bulunuyor” diyor.
BİMETALİK KAPLAMA İLE YERLİ İNOVASYON
Yıl 2020’ye geldiğinde, Ali Ateş yine öncü bir adım attı. Türkiye’de ilk kez bimetalik kaplamalı vida ve kovan üretimi yapan yerli firma oldu. Bu özel üretim yöntemi, makine parçalarının ömrünü ciddi oranda uzatırken, sektörün kalite çıtasını da yukarı taşıdı.
Ekstüder ve enjeksiyon kovanlarında bimetalik kaplamalı kovan üretimine geçtiklerini ve bu kovanlar sayesinde dört kata kadar daha uzun ömür ve aşınma dayanımıyla ilgili çok önemli yol kat ettiklerini anlatan Ateş, ayrıca otomatik lazer filtre sistemini geliştirdiklerini kaydetti. Ateş, Türkiye’de ilk kez üretilen otomatik lazer filtreleri sayesinde, Altech’in geri dönüşüm ekstrüderlerinden çıkan granüllerin hem daha kaliteli hem de uzun zaman filtre değiştirmeden performansı yüksek seviyelere ulaşan makineler olduğunu söyledi. Fiyat performans oranı olarak çok avantajlı bir filtre sistemi olan Mikrofilt Lazer Filtre Sistemleri ile plastik geri dönüşün sektöründe bir çığır açtıklarını kaydeden Ateş, “Bu başarıların temelinde Ar-Ge ve inovasyon ekibimizin dinamik yapısı var. Biz, tüm personelimizi bir futbol takımı gibi yönetmeye çalışıyoruz. Yani iyi bir takım oyunu için elimizden geleni yapıyoruz. Bunu bir şirket politikası olarak belirledik” diye konuşuyor.